2020 Yılı Yayınları
2020 Yılındaki Yayınlar |
|
Abdullah Erdem Taş Vambery’in 1894’te İngiliz Hariciyesi’ne gönderdiği bir raporda Sultan ailesinde artıkskandal kalmadı diye yazması II.Mahmud döneminden itibaren tartışılanharemin II.Abdülhamid’in sıkı disiplin politikası neticesinde bir düzene girdiğinigöstermektedir.Sultan II.Abdülhamid’in hayatı şahsiyeti ve günlük yaşantısına dair bilgiler sunan ve Hazine-iHassa Nezareti 15614 Numaralı Maaş Kayıt Defteri’ni esas alan bu kitapta SultanII.Abdülhamid’in aile fertlerinin –hanımları ve çocuklarının-isimleri ile onlara hizmet edengörevlilerin kimler olduğu haremde nasıl bir düzenin bulunduğu gibi soruların cevaplarınıbulacaksınız. Ayrıca o dönemde Osmanlı Haremi’nin hiyerarşik yapısına saraylıların hayatınadair de zihninizde bir tasavvur oluşacaktır. |
|
Tahkik Edenler Recep Cici Hasan Özer Mustafa Ateş Tarihte ilmî kişiliği ve telifleriyle iz bırakmış olan âlimlerin hayatlarını ve eserlerini bir hatıra olarak değil onları tarihsel birer tecrübe olarak görüp üzerinde tahliller yaparak günümüze katkı sağlamak amacıyla araştırma konusu yapmak büyük önem arz etmektedir. İşte Osmanlı âlim ve fakihlerinden Âlim Muhammed b. Hamza’nın fıkıh risâlelerinin tahkikinden oluşan elinizdeki bu kitap söz konusu amaca uygun güzel bir örnek sayılır. “Müftîzâde” “Hacı Emirzâde” ve “Âlim Mehmed Efendi” gibi lâkaplarla ve “üstâd” “allâme” ve “yed-i tûlâ” gibi vasıflarla tanınan Aydın Güzelhisarlı Âlim Muhammed b. Hamza yüksek tahsil dâhil öğreniminin tamamını Osmanlı medreselerinde yapmış olup risâlelerini Arapça telif edecek kadar bu dile vâkıf bir Osmanlı âlimi fakihi müderrisi ve müftüsüdür. Âlim Muhammed’in yazmış olduğu risâleler toplumu yakından ilgilendiren başta temizlik ve ibadetler olmak üzere aile borçlar miras ceza devletler hukuku ile helâller-haramlar ve usûl konularıyla ilgili olup daha ziyade güncel meselelere dair cevap niteliği taşımaktadır. Bu çalışma ile ilgili olarak belirtilmesi gereken hususlardan biri de şudur Âlim Muhammed üzerine bugüne kadar yapılan muhtelif çalışmalarda kesin olarak belirlenemeyen vefat tarihi elinizdeki bu tahkik çalışması sonucunda kesinlik kazanmıştır. Nitekim “Risâle fi’l-imân ve’l-islâm” adlı risâlenin müstensihi müellif tarafından ferağ kaydına yazılan (1222) tarihinin aynı zamanda onun vefat tarihi olduğunu hâmişinde zikretmiştir (İst. Üni. Mrk. Ktp. vr. 29a). Buna göre Âlim Muhammed söz konusu risâleyi 1 Rebîülâhir 1122 (30 Nisan 1710) tarihinde tamamladıktan yaklaşık 7 ay sonra 22 Zilkâde 1122 (12 Ocak 1711) yılında vefat etmiştir. |
|
Dr. Ömer Faruk Söylev
Günümüzde geleneksel yardım faaliyetlerinin, modern psikolojik yardım disiplinlerinin ilke ve yaklaşımlarıyla desteklenerek yeni ve yerli dinî danışma ve rehberlik modellerinin geliştirilmesine büyük ihtiyaç vardır. Ancak kavram, kuram, yöntem ve uygulamaların köklü bir şekilde üzerinde gelişeceği verimli bir teorik zeminin hazırlanması daha elzemdir. Kitabın konu seçimi, sıralaması ve kapsamı bu gereksinime uygun olarak hazırlanmıştır. Bu kitapta dinî danışma ve rehberlik hizmetlerinin kavramları, kuramları, yöntemleri ile ülkemizdeki uygulama alanları ve imkânları din psikolojisi açısından incelenmiştir. |
|
Muhammet Ateş Fakültemiz İslâm Felsefesi Anabilim Dalı'nda araştırma görevlisi olarak görev yapmakta olan Muhammet Ateş'in "Taha Abdurrahman'da Modernite Düşüncesi" adlı yüksek lisans tezi Modernitenin Felsefî Temelleri ve İslam: Taha Abdurrahman'ın Felsefesi Özelinde ismiyle Eskiyeni yayınevi tarafından kitaplaştırıldı. Eserde, Taha Abdurrahman'ın modernite ruhu düşüncesi ve bu ruh uyarınca geliştirdiği İslami modernlik modeli hem metodolojik hem de felsefî temelleriyle ele alınmaktadır:
"Fas’lı düşünür Taha Abdurrahman “modernite ruhu” adını verdiği özgün bir modernlik düşüncesi inşa etmiştir. Modernite ruhu teorisi, kavramsallaştırma ve kuramsallaştırma bakımından felsefî temelleri güçlü bir düşünsel proje niteliği taşımaktadır. Bu teoriye göre modernite ile Batı arasında bir özdeşlik kurmak doğru değildir. Zira rüşt, eleştiri ve şümul ilkeleri üzerine kurulu olan modernlik ruhu, şimdiye kadar gün yüzüne çıkmış her medeniyette farklı seviyelerde bulunduğu gibi, bundan sonra da doğacak medeniyetlerin temelindeki yerini alacaktır." |